– Aralık sonunda havalar biraz soğur gibi olmuştu, kar yağar diye ümitlendik ama olmadı. Bu ara yer yer 20 dereceyi gördük. Geçen sene bu zamanlarda kar yağıyordu.
– Yılbaşı hediyelerim yüzünden squishy çalışmalarına ara verdim. Çünkü hepsi faaliyet içeriyor ve ilk heves olduğundan elimden bırakamıyorum. İtiraf edeyim; anneannemle dedemin gönderdikleri hediyeleri yılbaşını beklemeden açtım. 🙈 Annem çok şaşkın çünkü bebekliğimden beri sabırla beklediğim hediye konusu iki senedir dırdıra vırvıra dönüştü. “Ay bekleyemeyeceğim!”, “Açsam ne olur?”, “Yılbaşına kaç gün kaldı?” diye diye annemi bıktırdım, o da hediyeleri açmamın hepimizin ruh sağlığı açısından daha iyi olacağına kanaat getirdi.
– Anneannemle dedemin hediyesi olan ‘Sew Cool’ dikiş makinesi ve keçe kalıpları görünce havaya zıpladım! Başladım dikmeye… Dikiş makinasının yanında bu kalıplardan da ayrıca bir paket almışlar. Böylece kendi peluş oyuncağımı yapabilir hale geldim. Sadece oyuncak değil, çanta, defter kabı vb. de yapılabilir. Oyuncağın tanıtım videosu burada. (8+)

– Babaannemle dedem yılbaşı için istediğim hediyeyi seçebileceğimi söylemişlerdi. Aklımda 3 boyutlu çizim kalemi ‘3D Doodler Pen’ vardı. Efe için hediyemizi alırken bunu da bulduk ve hemen paketlettik. Setin içinde şablonlar mevcut, isterseniz onları kullanarak isterseniz aklınızdan geçen başka bir şeyi 3 boyutlu olarak çizebiliyorsunuz. Fikir verici videolar için buraya tıklayabilirsiniz. (8+)

– Annemle babamın hediyesi ise ‘Scotland Yard’ adlı strateji oyunu oldu. Bu tür oyunları çok sevdiğimi düşünürsek isabetli bir seçim. Oyunculardan biri Bay X, diğerleri ajan oluyor. Bay X, Londra sokaklarında taksi, otobüs ve metro kullanarak kaçıyor fakat bu hamleleri gizli yapıyor. Arada bir görünüp tekrar kayboluyor. Ajanlar da kullandığı ulaşım aracına bakarak nerede olabileceğini tahmin etmeye çalışıyor. Oyun sürekli olarak hamle düşünme, bir sonraki hamleyi hesaplama, oradan gittiyse buradadır, şuradan gidip buraya da ulaşmış olabilir gibi planlamayla geçiyor. Bayıldım! (8+)

– Natgeo’da ‘Origins’ belgeseli başladı. Belgesel dediğime bakmayın, sinema filmi kıvamında. Kaydedip akşam yemeğimizi yerken izliyoruz. Denk gelirseniz mutlaka bakın derim.
– Çarşamba sinemasında annemle ‘Kubo ve Sihirli Telleri’ni izledik. Kubo ve annesi Japonya’nın bir köyünde yaşamaktadırlar. Kubo, origamiden yaptığı şekilleri gitarının tellerini tıngırdatarak canlandırmak gibi özel bir güce sahiptir. Gündüzleri bu gösteriyle para kazanıp geceleri annesinin yanına giderek mağarada saklanmaktadır. Bir gün Kubo hava kararmadan mağaraya yetişemez. Böylece Ay Kral ve teyzeleriyle tanışır ve macera başlar. Bir tür kendini bulma hikayesi.. Çok beğendik. Müzikleri de harika.
– Başka bir gün de ‘Ayı Kardeşler 2 – Büyülü Kış’ı izledim. ‘Kurtarma Operasyonu’nun devamı olan filmde; Kristal Tepeler’de gizemli bir hayvan dolaşmaya başlayınca ödül avcıları hayvanın peşine düşer. Kavgalı olan Ayı Kardeşler ve Oduncu Vick ya aynı tarafta olup ödül avcılarıyla mücadele edecek ya da kavgaya devam edeceklerdir. Duygusal bir filmdi. Bir balık burcu olarak yine gözyaşlarımı tutamadım.
– 3. sınıfta derste işlemek üzere bize ‘The Twits’i aldırmışlardı fakat ne olduysa kitabı elimize bile almadan sene bitti. Belki 4. sınıfta okuturlar düşüncesiyle kitabı kitaplığıma yerleştirdik, öyle de kaldı. Baktık sınıfta okutacakları yok, ben yatmadan önce okuyup bitirdim. Roald Dahl’ın diğer öyküleri gibi çok matrak ama bu sanki daha bir çatlak gibi. 😂 İlk kez 1980’de yayımlanan hikayedeki kahramanlarımız olan Twit çifti biraz acayip. Adamın sakalında yemek artıkları var, kadının bir gözü camdan vb. Aslında bunlar eskiden normal insanlardır ama kötü düşüncelerle dolu oldukları için görünüşleri de yıllar geçtikçe kötüleşir. Twitler birbirlerine iğrenç şakalar yaparak günlerini geçirirken bir gün Bayan Twit kocasına solucanlı spagetti yedirir. Bunun üzerine Bay Twit intikam dolu bir plan hazırlar. Bu noktadan sonra yaşanan tüm acayip şeyler çiftimizin sonunu getirir. Harika illüstrasyonlar yine Quentin Blake’e ait. Kitabın sonunda ‘James and The Giant Peach’in ilk birkaç sayfası var. Başka kitaplar hakkında fikir sahibi olmak için güzel fikir.. (8+, Puffin Books, £5.99)

– App Store’da ‘Twit or Miss’ diye aratırsanız karşınıza bir oyun çıkacak. Oyunda Twitler karşılıklı olarak masada oturuyor. Bayan Twit uyuyor, Bay Twit sandviç yiyor. Sandviçinden fırlayan yiyecekler Bayan Twit’i uyandırıyor. Sizin göreviniz fırlayan yiyeceklerin Bayan Twit’e çarpmasını önlemek. Oyun ücretsiz, reklam yok, uygulama içi satın alma yok. 6-11 yaşa uygun ama annem benden fazla oynuyor. 🙈
– ‘House of Twits’ ise Twitler’in evindeki odalar içinde kitapta yaşananlara paralel mini oyunlar sunuyor. Reklam yok, uygulama içi satın alma yok. (6-11 yaş, 8,99 TL)
– Roald Dahl’dan bu kadar bahsetmişken yazıyı güzel bir sözüyle noktalıyorum.
If you have good thoughts, they will shine out of your face like sunbeams and you will always look lovely.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Read Full Post »